825 Forest Road incelemesi başlıklı bu yazımızda, Hell House LLC serisiyle adını geniş kitlelere duyuran yönetmen Stephen Cognetti’nin alışılmış found-footage tarzının dışına çıkarak denediği bu yeni korku filmine yakından bakıyoruz. Eğer siz de Hell House LLC’nin gerilim dozu yüksek dünyasını sevenlerdenseniz, 825 Forest Road’un ne ölçüde o tadı yakalayabildiğini bu incelemeyle keşfedebilirsiniz.
825 Forest Road İncelemesi
Hell House LLC serisinin yazarı ve yönetmeni Stephen Cognetti, artık yalnızca “Hell House LLC adamı” olarak anılmak istemiyor. Ne yazık ki, son filmi 825 Forest Road bu hedefe ulaşmasına yardımcı olacak türden değil. Cognetti bu filmde, ilk yönetmenlik denemesi olan ve ardından gelen devam filmleriyle popülerlik kazanan Hell House LLC’nin found-footage tarzı Cadılar Bayramı dehşetini bir kenara bırakıp daha geleneksel bir korku anlatımına yöneliyor. Ancak ortaya çıkan sonuç, Abaddon Oteli’ne yapılan o dört (ve artması muhtemel) unutulmaz yolculuktan çok daha az etkileyici ve yaratıcı.
Başarısının yapıtaşları yine yerli yerinde: 825 Forest Road, uğursuz bir varlığı ve habersiz kurbanları filmin başlığına da adını veren merkezi mekânda buluşturuyor. Chuck Wilson (Joe Falcone), terzi eşi Maria (Elizabeth Vermilyea) ve sanatçı kız kardeşi Isabelle (Kathryn Miller), geçmişlerindeki bir trajediyi geride bırakıp Ashland Falls adlı küçük kasabada yeni bir başlangıç yapmaya karar verirler. Ancak Ashland’ın karanlık, doğaüstü sırrı kısa sürede Chuck’ın kapısını çalar: Adı Helen Foster’dır (Diomira Keane) ve erken ölümler onun alametifarikasıdır. Film, evlerine musallat olan lanetli bir ruhun Maria’nın antik, ürkütücü mankeni “Martha”ya hayat vermesiyle klasikleşmiş ele geçirilme korkularına göz kırpmaya başlar.
825 Forest Road’da görsel bir hayal gücü ne yazık ki yok. Ashland Falls, yıl içinde vizyona girecek onlarca düşük bütçeli perili ev filminden farksız, sıradan bir Amerikan kasabası gibi sunuluyor. Cognetti’nin Hell House LLC’deki o karanlık eğlence mekânına kazandırdığı karakteristik dokunuş, burada tamamen yitmiş. Evin kendisi, sanki yeni yapılmış bir konut projesindeki örnek daireymiş gibi hissiz ve kimliksiz duruyor. Found-footage formatının sunduğu dinamizm olmadan, Cognetti’nin kamerası Chuck’ın kabusuna ruhsuz bir bakış sunmaktan öteye gidemiyor.
Filmin anlatısal yapısı da sorunlu: 825 Forest Road, hikâyeyi üç tekrarlı bölüme ayırarak her biri ailenin farklı bir üyesine odaklanıyor. Chuck, Isabelle ve Maria’nın Helen’la benzer olayları tekrar tekrar yaşadıkları bu yapı, ne ritim yakalayabiliyor ne de merak unsurunu diri tutabiliyor. Hikâyenin kilit unsurları – Helen’ın geçmişi ya da karakterlerin motivasyonları – yüzeysel kalıyor. Cognetti bazı açıklamaları desteklemek adına kasabanın gizli paranormal tartışma grubunu dahil etse de bu detaylar şeytani bir bütünlükten uzak, adeta tatildeki bir şeytanın tembel dokunuşları gibi.
Şunu kabul etmek gerek: Martha isimli manken, çatlamış kağıt hamuru yüzüyle ve beklenmedik anlarda ortaya çıkma alışkanlığıyla etkili bir antagoniste dönüşüyor. Helen, Martha’yı bir kukla gibi evi dolaştırdığında Cognetti, Hell House LLC’deki o unutulmaz palyaço kuklalarının gerilim dolu anılarına selam gönderiyor. Dijital efektler yer yer ucuz kaçsa da, Martha’nın hareket kazandığı sahneler ürkütücü dozda etkili. Donna Beneviento’nun Resident Evil Village’daki minyonlarını anımsatan bu bölümler, Cognetti’nin neden sadık bir hayran kitlesi edindiğini yeniden hatırlatıyor. Keşke bu sahneler filmin geri kalanına da yayılabilseydi.
Filmin geri kalanı ise sıradanlığa saplanıp kalıyor. Oyunculuklar vasatın biraz üstünde, ancak hafızalara kazınacak performanslar göremiyoruz. Cognetti, Hell House LLC’den bazı numaraları tekrar denese de found-footage formatının sunduğu samimiyet olmayınca etkileri sönük kalıyor. Finaldeki anti-klimaks da bu düşüşü perçinliyor: Film, en kritik anda karartıya düşüp sona eriyor. 825 Forest Road, pişmeye fırsat bulamamış bir fikir gibi; Cognetti’nin bol baharatlı found-footage korkularının ardından, dibinde kalmış sertleşmiş bir mısır tanesi gibi sönük kalıyor. Belki yakında çıkacak Hell House LLC: Lineage, bu kariyer evresine daha güçlü bir kapanış sunar.
825 Forest Road İzlenir Mi?
Sonuç olarak, 825 Forest Road, ilk taslak gibi duran ve tekrar gözden geçirilmeye muhtaç etkisiz bir hayalet hikâyesi. Stephen Cognetti burada birkaç sağlam korku anı sunmayı başarsa da, Abaddon Oteli dışında yaptığı ilk uzun metraj denemesi ne yazık ki unutulmaya mahkûm. Ne ruh çağıran kötü karakteri Helen Foster ne de çevresindeki gizemler yeterince etkileyici. Belki de tek akılda kalan unsur, hayata göz kırpan çılgın bir manken – ama onun da yarattığı korku, bir iğne ucu kadar kısa süreli.
825 Forest Road incelemesi genel hatlarıyla, Stephen Cognetti’nin konfor alanından çıkma çabasının sonuçlarını ortaya koyuyor. Ne yazık ki bu çaba, Hell House LLC’nin gerilimli atmosferini arayan izleyiciler için tatmin edici bir karşılık sunamıyor. Korku öğeleri yer yer etkileyici olsa da, zayıf kurgu, sıradan mekân kullanımı ve tekrara düşen anlatı filmden alınan keyfi düşürüyor. Yine de korku sinemasının sıkı takipçileri için zaman zaman gerilim yaratmayı başaran Martha gibi detaylar, filmi tamamen göz ardı edilemez kılıyor. Eğer Cognetti’nin yeni yönelimlerine dair fikir sahibi olmak istiyorsanız, 825 Forest Road incelemesi bu filmi izlemeden önce size yol gösterici olabilir.